LAUREN COHAN İLE SORU VE CEVAP!
Geçen hafta, The Walking Dead'in dördüncü sezon prömiyeri beklentisiyle, Rolling Stone; Andrew Lincoln, Norman Reedus ve David Morrissey gibi altı oyuncuyla ve diğer ekip üyeleriyle özel röportajlar yayınladı. Ama henüz yeni başladık. Yarın ve her gün, bu hafta içindeki Carl ve Michonne dahil, en sevdiğiniz karakterlerin konuşmalarını takip edin. Bugün ise, Maggie.
ROLLING STONE: Dizideki ekibe katıldığında nasıl tepki verdin?
LAUREN COHAN: Dizinin ilk sezonunu uçaktayken izledim. Uçaktan indiğimde, gerçekten neyin içine doğru yürüdüğümün farkına vardım. Endişeli bir şekilde heyecanlıydım, gerçekten istekliydim – Aslında, korkudan altıma etmiş gibiydim. [Gülüyor]RS: Ekipten yakın olduğun insanların öldüğünü öğrendiğinde suskun kalabiliyor musun?
LC: Aslında, sadece dibe vuruyorsun çünkü bu çok savunmasız. Çok yakınlaşmayı sen seçmedin, sadece sonunda çok yakınlaştın. Bunu sette ve set dışında çok yaşadık. İki tane *showrunner değiştirdik. Birbirimize sıkıca bağlandık ve sanat ile güvenliği etkileyecek diğer değişikliklerin olmasına izin vermedik. Yani birçok yönden, bazıları gerçekten çok yaratıcıydı. Ben gerçek bir aile olduğumuzu hissediyorum.
RS: Seni Frank Darabont getirmişti. Yanından ayrıldığında, senin için ne kadar zordu?
LC: Benim için genel olarak fırtınalı bir zamandı, çünkü şov yüksek bahisli bir şey. Bu beni baştan beri strese soktu – duygusal olarak bir sürü yerde bulunabilirsin. Ciddi bir kahve ve şeker bağımlılığı geçirdim. Üzgün bir veda olmuştu, gerçekten tanıma şansına sahip olamadığım bir insan olsa da. Bu benim için zordu çünkü bu insanlara tanıklık etmiştim ve bu onlar için ise titretici bir şey oldu. Ama iyiydik. Neler olup bittiğini anlamadığımız duygulara sahip olabiliriz. Bu biraz şey gibiydi; bir küçük çocuk annesinin ve babasının boşandığını bilmiyor.
RS: Glen (Mazzara) ayrıldığında bu senin için daha mı zordu?
LC: Hayır. Düşünüyorum da, bence bu şov çiğnemesini bilene göre büyük bir parça. Yapmış olan insanlara bir güç, ve Scott şu an gerçekten inanılmaz bir iş yapan birisi. Bu büyük, sanatsal bir varlık. Büyük kapsamlı, beklentiler büyük ve bence bunu kapan herhangi birisi çoktan meydan okumaya atlayan bir kahramandır.
RS: Bu şov hayatını nasıl değiştirdi?
LC: Fark ediliyorum, özellikle de şovdan birisi ile dışarı çıktığımda. Ekibimiz, birbirinden iki bina ve 5 dakika uzaklıkta ve kahve veya bir şeyler içmeye aynı yere gidiyoruz, her zaman fark ediliyoruz. "Hey, bu kız şu Asyalı çocukla beraber olan kıza benziyor. Oh, bunlar onlar!" Steven ve benim bir ilişki yazadığımızı kanıtlamaya çalışan bir sürü website var. Ama bu komik, çünkü biz çıkmıyoruz. Aslında şova karşı, ortada büyük bir fanatizm var, fakat böyle bir şeyin olduğunu bilmek güzel. Ardından *"Trader Joe's"a bakarak bağıran insanlar var: "Maggie! Maggie, seni seviyorum!"
KAYNAK: [x]
~Çeviri tamamen bana aittir, birkaç yanlışım olmuş ise, şimdiden çok özür dilerim.~
Showrunner: Amerika'da, dizilerin günlük her şeyinden sorumlu kişi.
Trader Joe's: Bir marketler topluluğudur. İlk kez Los Angeles'ta patlayıp, birtakım yıldızların sık sık uğradığı mekan haline gelmesinden sonra doğu yakasına, yani New York civarlarına da sıçrayan, kesinlikle en iyi cheesecake'i yapan ve humus, kısır, guacamole gibi yiyecekleri de barındıran sağlıklı yaşam marketi.
İşte bu da websitesi: http://www.traderjoes.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder